Türklerle sohbet siteleri
Türkiye’nin üretmek ve üretilmeyeni tüketmek gibi makro bir sorunu var… Ülkenin ihracat olanaklarına ve ithalatına baktığınızda arada ki farkın kapatılamayacak kadar büyüdüğünü görmemek mümkün mü ? Ödeme dengelerini kağıt üzerinden tarif etmek oldukça kolay. Ancak; bize göre geçerli olan bazı faktörler var ki göz ardı edilmesi mümkün değil. Eğer ihracat yaparak ithal ettiklerinizi karşılayamıyorsanız kağıt üzerinde neyi nasıl tarif ettiğinizin fazla bir önemi olmayacaktır. Eğer ithalat- ihracat arasındaki dengenin 20-30 milyar dolar gibi yıllık açığı varsa ve bu her yıl büyüyorsa bunu karşılamak için içerdeki parasal dengeleri sağlıklı olarak kullanma imkanınız da ortadan kalkar. Bilindiği gibi ABD de Bill Clinton’un tüm yaramazlıklarına rağmen bulunduğu yerde kalışının en büyük sebebi son başkanlık döneminde iş başına geldiğinde ekonomiye kazandırdığı ivme kadar 380 milyar dolar düzeylerinde seyreden ithalat ihracat açığını sıfırlamayı becermesinden kaynaklanmaktadır. Halkının elinde ölen Çavuşesku nun değerlerini ülkesi ancak bu günlerde anlayabilmiştir. Zira bu adam Romanya’ yı dünyaya bir dolar bile borçlu bırakmadan terki dünya etmiştir. Bugün Romanya eğer Türkiye’ de olmadığı kadar büyük bir hızla ilerliyor ve Avrupayı yakalamayı becermişse, devlet olarak dış borç yekününün az oluşunu da etkin bir sebep olarak kabul etmek gerekir. Evet biz yıllardır dış borçlanma yöntemiyle büyümeyi amaçladık Ancak artık Türkiye üretemiyor. Üretmediği için tüketim ahlakını da sıfırlamuş durumda. Marka merakının da ötesinde kendi ülkesinde üretemediğini tüketen insanların en büyük asker bizim asker diyerek milliyetçilik yapabileceklerine inanmıyorum doğrusu. Zira dışarı çıktığınızda herkesin elinde bir iphone ya da son model telefonlar tabletler görebilirsiniz. Halbuki maaşını sorsanız elindeki telefonun yarısı bile etmez. İşte anlatmaya çalıştığım durum tam da bu. Tüketim ahlakından yoksul bir nesilin içindeyiz. Hem üretmeyeceksin hem de Adidas’ lar Dior’ lar ve Gucci’ lerden vaz geçmeyeceksin. Hem de milliyetçi geçineceksin. Var mı böyle bir milliyetçilik? Türkiye denk bütçe yapmak ve bu bütçe içerisindeki vergi gelirlerini de arttırmak zorundadır. Vergisiz yaşamaya alışmış. Ama görsen bütün saçma vergileri ödeyen bir ülke. Üretme alışkanlıklarını unutmuş… Tüketim ahlakını değiştirmiş ve dejenere etmiş. Enflasyonu yüksek büyüme hızı sıfırlanmış. Birey başına gayri safi milli hasıladan düşen pay bilmem kaç bin dolar civarında. Ama hayal işte. Gelir dağılımı gerçekten düzeltilemeyecek kadar kötüleşmiş. 30 – 40 milyon ülke insanının sefalet çigilerinde dolaştığı, zenginin çok zengin fakirinin de çok fakir olduğu parasının değeri olmayan ve toplam 400 – 500 milyar dolar borcu olan her şeye bir kulp bulup bu hususları düzeltmek için son bir kez daha halkından görev isteyen insanların politika yapacağı bir ülke olmaktan da çıkmıştır ülkemiz. Holding ve şirketler gruplarının da çok sağlıklı ekonomik kuşullar içerisinde olamadıklarını da bilmekteyiz. Bu kurumlarda borçluluk oranları oldukça yüksek olup ekonominin bu denli durağan şartlarla uzun süre daha bu kurumları taşıyabileceğine daha doğrusu bu kurumların bu ekonomik kuşulları taşıyabileceğine inanmak çok zor. Para yok, satın alınmıyor – satılmıyor. Üretim gittikçe daha da düşüyor. Üretim düştükçe alım gücü yok oluyor. Ekonomik durgunluk alım gücü azaldıkça para üretim , üretim tüketim, tüketim satış düzleminde çok güzel bir zemin oluşturuyor kendisi için. Peki burada ivme kazandırılması gereken hususlar nelerdir. Hemen birkaçını sıralayalım. Kaliteli ve ucuza üretmek. Hammadde dışında ithalatı en düşük seviyelere çekmek. Enflasyon faktörünün üretim-yatırım- rant kıskacınan çıkmak. Yatırım teşviklerine teşvik anlamında işlevlik kazandırıp daha haysiyetli bir yöntem haline gelmesini sağlamak…
Yerli sohbet siteleri ile sizlere ekonomik göstergeler vede Türk sohbet siteleri ile farklı bir boyuttta tatışma oturumu açmaya karar verdik vede düşübdüklerimizi sizlere iletmeye çalışmaktayız.
