Biraz 90’ların sonu milenyumun başlarından bahsetmek istiyorum. Milenyum sohbet Son günlerde hepimizin bildiği gibi yeni bir kavram önce politik olarak sonu toplumsal yönüyle gündeme sıkça gelmeye başladı. hükümetimizin başında bulunanlar, bir yandan, hukukun bir başından gelmiş olan Sayın Sezer’in reisicumhurluk yetkilerini kısıtlamaya çalışırken bir yandan da dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’i ombudsman olarak atanması koşullarını tartışmaya açmaya çalışıyor. Sosyal demokrat bir parti başkanın telaffuz bile edemediği, ombudsman konusunda biz 4 yıldır bir yerlerde bir şeyler söylemeye çalışmaktayız. bugüne kadar bir cümlelik bile bir tepki alamayan, Ombudsman’a neden hükümetin reisicumhurumuz Sayın Sezer’le hep kendilerince yetki ve güçler kavramı da ters düşünce, yine en kolay ve kirli yöntemi tercih ederek, Süleyman Demirel’le bir yerlere daha büyük yetkilerle donatmak adına Ombudsman’a sarıldılar. Biz konunun siyasi mülahazalarla nasıl ve nerelere taşınabileceği hususunda konuşmak istemiyoruz. Bu yazımızda batı toplumlarında işletilen bir sistem olan ombudsmanın ne olup, ne olmadığına biraz açıklık getirmek istiyoruz.
Ombudsman nedir?
Devlet büyük, devlet güçlü, devlet Baba, Devlet Ana… Ama devlet yurttaşa karşı bazen haksız ve üstelik acımasız. Devletin bakanları, bürokratları, ordusu, jandarması, polisi var. Devletin devlet olduğu ülke ve toplumun refah ve huzur içerisinde yaşaması için düzenleyici birçok yazılı kanun ve kararnameleri, yasaları ve bunların hepsinin üstünde de anayasası var. Anayasalar her ülke toplumunun hak ettiği kadar demokratik ve özgürlükçü, bizimki de öyle. Peki, bunun yanında vatandaşın nesi var, tüm bu düzenleyici yasalarına ve yasalara rağmen. Evet, vatandaşlık hak ve salahiyetleri vardır. Peki, bu nereye kadar geçerli? Yaptığınız herhangi bir eylemi devlet baba beğenmeyinceye dek. Peki devlet baba ve kurumları sizin beğenmediğiniz eylemlerde bulunursa ne olur. Evet, burada duralım biraz. Varsayalım ki, yüzde yüz haklı olduğunuz bir konuda devlet babanızın bir kurumu size hakkınızı iade etmek istemiyor ya da mevcut yasalar gereği böyle olması gerekiyor diyecek bir cevap almaktasınız. Çaresizsiniz. Koskocaman, devlete karşı boynumuz kıldan ince mi olacak hep? Tabii ki bizde böyle. Çağdaş yaşam koşullarını yakalamak için yılları yorgun savaşçılar olarak geçen Batılı toplumların devletlerin vatandaşlarını bu şekilde nahak yere üzen, devletin kendi kurumlarına bir yaptırımda bulunacak bir kurum ya da kuruluşa sahip değimli? Tabii ki sahip. İnsan hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmeden yaşandığı ülke ve toplumlar da bu işe birileri oldukça etkili bir kuruluş ve yöntemle halletmişler. Evet, bu kuruluşun adı: Ombudsman. Ombudsman İsveççe bir sözcük. Horlama, İskandinav ülkelerinde 1809-dan beri İsveç’te hem yurttaşların iradeden kaynaklanan şikayetlerini incelemeye ve sonuçlandırmaya yetkili olan demek. dünyanın hangi kıtası, yada devletin ne olursa olsun pek doğaldır ki insan Hakları Evrensel beyannamesinin öngördüğü minimum koşulları, devletin kendi halkı için ve halk adını koyması ve koruması gerekmektedir. Oysa görünen o ki bazı diğer ciddi konular gibi insan haklarıyla ilgili konularda da üyesi olduğumuz birçok konu, kurumun koyduğu kural ve yaptırımlarının altına uyulacağına dair konulan imzalara rağmen dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizde de ihlal edilen hususlar vardır. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinde insan unsuru insanların idari etme, kadına soyunanlarla ama onlar tarafından soyulan vatandaşlar arasında Unsurlar olmaktan çıkıp kusurları manzumesine de kolayca dönüşebilmektedir. Tabi, İnsanlar kusurlu olmakla, yaptırımlara boyun eğmekte ancak yaptırımların şekli ve içeriğini hazırlayanlar bu yaptırımların yanlış tecelli ettirilmesi halinde düzeltici unsurlar hayata geçirememekteler ya da geçirmemektedirler. Yerli chat sitelerinde seviyeli sohbet vede dürüst sohbet yapan arkadaşlara sonsuz teşekkürlerimizi iletiyoruz neolursa olsun burda sizin bir eviniz olduğunu sakın unutmayın vede evinizi ihmal etmeyin diyoruz arkadaşlar.