Ülke gündeminde sohbet Yök ülkemizde varlığı ve işlevi en çok tartışılan kurumlardan biri. Çağdaş ve batılı üniversitelerde öğrenci, eğitici ve idare arasındaki mesafelerin sıfırlandığı bir dönemde ülkemizde yök gibi bir kurumun varlığı sadece üniversite talebe arasındaki ilişkileri germekle kalmamakla yarattığı konumlar itibariyla bazen demokrasi ve özgürlükleri tartıştırır bir hale getirmektedir. Üniversitelerimizde son yapılan rektörlük seçimleriyle çıkan rektör adaylarının CB tarafından seçilmenin gereği demokratik olması gerekçesiyle imzalanmadan iade edilmesi yökle cb arasında bir gitgele sebep oldu. Ege üniversitesinde düzeltilen durumun en çok oy alanın rektör olarak onaylanması şeklinde bir tasarruf samsun ve dicle üniversitelerinde aksine tecelli etmesi ve oy çoğunluğu olan adayların onanmaması cb aleyhine ve antidemokratik bir tutum olarak değerlendirildi. Hatta bu konuda cb segilediği davranış biçimi ilk günler cb demokratlığı ve alışılmamış kişiliğiyle överek göklere çıkaranlar bile yadırganmış ve cbnin hukukçuluğu bile tartışacak boyutlara getirdi. Oysa durum ortadadır. Samsun üniversitesi aşırı milliyetçi bir kadronun oluşması koşulllarını taşımakta. Dicle üniversitesi adayı ise aşırı dinci. Cb her iki konuda da gösterdiği hassasiyet olsa olsa takdire şayan bir tutum olarak değerlendirilir. Bu arada CB – Sayın Sezer tabi ki yanlış algılanmak istemem. Zira sayın Bahçeli bu hususta cb ile ilgili söylemleri de göz önüne alınırsa işin en azından bir yönüyle ne derece isabetli olduğu zaten doğrulanmış sayılmalıdır. Zira sayın bahçeli bir ölü ve iki yaralı ile sonuçlanan teşkilat toplantısının sonuçları ortadayken aylar önce gündemde olan aflar sürecinde eski ülkücüler için koyduğu özel kanun maddelerini de unutmuş görünmektedir. Bu ülkede sebep ve neticeleriyle tamamen kalktığını söylemek asla mümkün olmayan mhp ülkücü olgusunu yok sayamayacak kadar da akılcı olduğunu bildiğimiz sayın bahçeli sayın sezerin kararlarını değerlendirirken daha mantıklı ve olgun davranmak mecburiyeti vardır. Dicle üniversitesi için fazla bir yoruma ihtiyaç olduğunu zannetmiyorum. Burada önemli olan konu samsun ve dicle üniversiteis rektör adaylarının aldıkları oy değil arkasına saklandıkları ve temsil ettikleri ideolojileridir. Sayın sezerin atamalarda ve onayında bilgi ve kanaatini bu yolda kullandığından şüphe etmek mümkün değildir. Basının ve sayın bahçelinin sezer hakkında şüpheci davranmalarıın ne mantığı ne de dayanağı olmadığını zaman gösterecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Atatürk’ün sahip olduğu ideal ve değerleri yürütmekle kendilerini sorumlu görmesi gereken gençliğin Atatürk ilke ve devrimlerine ters düşecek herhangi bir eylem ve tutumun içinde olacak şekilde şartlandrıılacakları bir üniversite ortamının konuşlandırıcısı olacak adayların kaç oy aldıklarının hiçbir önemi yoktur. Çarpık basının çarpıtıcı haberleriyle ülkenin ab adaylık sürecini yaşadığı bir dönemde sayın sezer gibi bir cbnin bu ülke için ne denli onemli bir kişilik olduğunu tartışmak ve tartıştırmak bence sayın sezere yapılan bir hakaretti. Aslına bakarsanız demokrası havariliği yerine demokrat olabilmenin koşullarının yerine getirilmesi sezer ve onun gibi insanların daha iyi tanınabilmeleri için yeterli olacaktır. Ve tartışılacak esas konu yökün kendisi ve başındaki kişilerdir. Aslında zamanında bu konuda yapılan tartışmalar geliyor da aklıma keşke söz hakkımız olabilseydi. Belki o zamanlarda bir çıkış yolu bir kurtulma ya da memleketi kurtarma girişimi olabilirdi. Şu anki durumumuza bakıyorum da belki bazı şeyler için çok geç kaldık. Belki bazı şeyleri yaşamamız gerekiyordu. Ama şuna inanıyorum ki her karanlığın içinde mutlaka bir ışık vardır. Bize düşen o ışığı bulabilmek. İçimizdeki doğruluk ışığının hiç sönmemesi dileğiyle. Sağlıcakla kalın.
Chat siteleri arasında bukadar güzel bir site olduğuna ben inanmıyorum arkadaşlar gerçekten onnura bir site herkesin özgürce fikirlerini yazdığı vede hakaret olmadan insanların güzel bir siyaset yaptığı eleştiri yaptığı bir site olduğunu görmeniz açısından söyledim.