Romantik hikayelelerle sohbet

Rıfkı ile sohbet onca yorgunluğuna rağmen gece uyuyamıyordu. Yataktan kalkıp kapıdaki kilitleri ve yangın çıkışına açılan pencerenin mandalını kontrol etti tekrar ve tekrar. Bir saat kadar sonra da duyduğu bir sesle hasanın elinde neşterle ona doğru gelmekte olduğunu hayal edip yine uyuyamadı. Masanın üzerinden silahı alıp karanlıkta sessizce yere çömeldi. Silahını doğrultmuş kan ter içinde bir gölgenin kapı eşiğinde belirmesini bekledi. Ama ne gelen vardı ne de giden. Duyduğu tek ses kalbinin hızlı hızlı atan atışlarıydı. Bir de sokaktan geçen araba, insanlar ve sokağın sonundaki barların müzik sesleriydi. Nihayet kendini biraz da olsa toparlayıp koridora çıktı ve ışığı açtı. Onu takip eden, ya da canına kast etmek isteyen kimseler yoktu etrafta. Sonra salona gelip oranın da ışıklarını yaktı. İlk iş kapının kilitlerini ve pencerelerin kapalı olup olmadığını kontrol etmek oldu. Aynen bıraktğı gibi salona tekrar uzun uzun baktı. Aklını mı kaybediyordu acaba, deliriyor muydu? Bunu düşünüp durdu. Kendini hemen yanındaki koltuğa bırakıverdi. Masanın ucunda duran el aynasını aldı ve kendisine bakmaya başladı. Anlam veremediği bir şekilde aynadaki yansımasıyla sohbet ederken buldu kendini. Sohbete o kadar aç mıydı. Sonra silahını bir kenara koyup başını ellerinin arasına aldı endişeli bir şekilde. Hasan ile iligli bütün düşüncelerini de böyle kafasını başının arasına aldığı gibi unutabilir miydi acaba? Elbette hayır. O hep oradaydı. Uyanık kaldığı her an vücuduna işleyen ve hiçbir şekilde müdahale edilemeyen bir hastalık, bir tümör gibi. Yataktayken aklına okuduğu kitaplar ve o kitaplardan çıkardığı özetler geliyordu. Ama yine bütün düşünceler bir şekilde o korktuğu kişiye bağlanıveriyordu. Telefon çaldı. Ödü patladı ve kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Telefonu açmadan önce sakinleşmek için uzun uzun derin nefes alması gerekti.  Alo, Rıfkı? Diyordu telefonun ucundaki ses. Bu ses onun beklediği bir ses değildi ve duyar duymaz ne kadar da özlediğini fark etti. Birkaç yıl kadar önce o sesin sahibi Ayça ile bir süre beraber olmuş ve sanki hayatının en güzel anlarını onunla beraber ve onun yanında geçirmiş gibi hissediyordu sürekli. Aralarındaki ilişki aşktan da öte gibiydi. Birbirlerine o kadar güvenmişlerdi ki böyle bir bağlılığı ancak evliliklerde görebilirdiniz. Sesini duyunca tekrar ve tekrar içi özlemle doluyor ve aynı zamanda son karşılaştıkları ve vedalaşırken canının ne kadar yandığını hatırlıyordu. Karşısındaki ses hala konuşmak için Rıfkıyı bekliyor ama rıfkıdan ses gelmiyordu. En sonunda kendini toparlayıp “selam” diyebildi. Ve ikisi de bir süre beklediler. Aslında bu süre o kadar kısa ama yaşadıklarını hatırlamak için oldukça uzundu. Ayça geç saatte aradığı için “uyandırdım mı seni?” diye sordu. Rıfkı da zaten uyuyamadığı ve canının sıkkın olduğunu belirterek Ayçanın endişelerini bir sis bulutu gibi dağıtıverdi. Tam tekrar konuşmaya yeltenecekken telefon sesi kesildi. Ve tekrar aradığında ulaşamadı ayçaya. Şarjı mı bitmişti acaba? Ya da telefon mu çekmiyordu. Acaba neden gecenin bu saatinde aramıştı? Bu sorular aklını kurcalarken birden fark etti ki giyinmeye başlamıştı. Sanırım ayçanın yanına gidecekti. Gitmek için şu an çok geçerli bir bahanesi vardı. Chat siteizde butür hikayeler daima olucaktır arkadaşlar.

Bir önceki yazımda « makalem ilgini çekebilir. Okumak istermisin ?
1 yorum
1.679 okuma
14 Kasım, 2016
admin

Site web editörü olan admin makale yazarlığı yapar. Site web editörü olan admin makale yazarlığı yapar. Site web editörü olan admin.


300x250 reklam

Yorumlar



Yorumlar (1 Yorum)

Bir Yorum Yazmak İstermisiniz ?


Sohbet Chat