Taksim sohbet odaları

Toplum bilimci gibi yaşamak, sosyal bilimci gibi algılamak ve davranmak koşullarını kendi kişiliğinizde birleştirmek çabanızı bu değerleri algılama sorunu olan bir toplumda yerine getirmeye çalışıyorsanız, kültürel zekanızı Taksim’deki umumi helada bırakmanızı tavsiye edeceğim… Taksim sohbet odaları

Yüreğimizin bir yanında; neden, kutsallığı anayasanın başlangıç cümlesinde olduğu bilinmeyen bir devlet tanımını anlamaya özen gösterirken, diğer yanında da İ bu kutsal devletin kutsallıkla alakası olmayan bir dizi çete, bürokrat ve soyguncular tarafından en aşağılık yöntemlerle talan edildiğinin izahını kendi kendimize yapmaya çalışmaktayız…

Artık bilinen bazı gerçeklerin su yüzüne çıkması gereken bir süreci yaşıyor Türkiye..

Bu ülkede Afganistan’dan başlayan uyuşturucu trafiğinden sağlanan paralarla şeriatçı, düzenbaz ve rejim düşmanı kurumlara finans sağladığının açıklanması gerekiyor.. Bu ülkede sokak serserilerinin kol gezdiği, şehirleri haraca bağladığı, silah ve ceptelefonu ile bir hapishaneden diğerine nakledildiği, devlete ve sisteme kafa tutan bireylerle olan münasebetlerinin temelinde nelerin geçerli akçe olduğunun izahı gerekiyor… Bu ülkede sistemsizlikten kaynaklanan, kayırmacı ve kokuşmuş bir toplumsal düzenin pazılları olmaktan hiçbir zaman kurtulması mümkün olmayan özel bankaların, sistem haline gelmelerinin ve getirilmelerinin, sistem sayesinde şişme ve şişirilmelerinin ve sonunda da, milletin gözünün içine baka baka içlerinin boşaltılmalarının ve soyulmalarının, kanunen bir suç olduğunun ve her halde de cezasız kalmayacakları hususunda halkın inandırılması gerekiyor.. Bu durumun oturup uzun bir sohbet eşliğinde tartışılması gerekiyor aslında. Gelin bu yazımda biraz ülkemizdeki erklerden ve bu erklerin doğrudan ya da dolaylı olarak bu ülkenin soyulmasına ve asayişinin içine tükürülmesinde nasıl etken olabildiklerinden söz edeyim size…

Siyasi erk:
Kutsal olduğu söylenen ve anayasanın da ilk cümlede yeralan bir devlet tanımında, nasıl yurttaşlık yerine kul olmaktan ileriye geçemeyeceğimiz konusunda biraz açıklık getirmekle başlayalım işe isterseniz. Kutsal devlet kavramı osmanlıdan bu yana idare edenler tarafından idare edilenlerin daha kolay güdülmeleri için getirilmiş bir tanımdır. Tanrı kullarının padişah kulları haline geldiği bir geleneği hala sürdüren bir düzenin parçası olmak gibi bir edimiçerisinde güdümleniyorsak, vatandaş olarka, var olması için askere gittiğimiz, vergi ödediğimiz, uğrana öldüğümüz devletten bunları niçin yaptığımızın cevabını istemek hakkımız var demektir. Kaldı ki bundan da öte devletin; haysiyetli, refah içinde yaşayan, evinde ve sokakta can güvenliği bulunan, hangi köşede hangi bilmem kimin çocuğunun kör kurşununa hedef olmayacağını bilerek sokakta yürüyen, hür düşünce ve kamu vicdanı olan bireylerin yaşadığı bir ülkenin vatandaşı olmak için gereken şartları da temin etmek mecburiyetinde olduğunu, eğer bunu yapamıyorsa, sorgulamak hakkımız doğduğunu bilen bir devlet olması gerekmektedir.  Devletin kutsallığı; vatandaşın devletine karşı soru sorma ve icabettiğinde eylemlerini tartışma konusu haline getirmesine engel olacak bir siyasi felsefe anlamında benimsenmiş ise, sorunun temeli buradadır. Türk- sunni ikilemlerine karşı, Türkmen-alevi unsurunu tarihin sayfaları arasında gizleme imkanı bulamayan osmanlının kutsal devlet tanımı bu günün çağdaş Türkiye ‘sinde hala kendisine zemin bulabiliyorsa, tarihten yeteri kadar ders alamadığımız ortadadır. Siyasi partilerin yasasının getirdiği liderler sultası; içinde bulunduğumuz siyasi, kültürel ve sosyal olgularıan bu denli olumsuzluklar içerisinde tecelli ediyor- ettiriliyor olmasında zaten en büyük etkenerden biridir.  Vatandaşının istediği insanı seçemediği ve kendisin idare etmek adına meclise yolladığı insanı, bir eli parmağı kadar sayısı olan liderlerin belirlemesi, değil kulluğu, köleliği bile sosyal ve ekonomik sizlere türkiyenin vede dünyanın bir numaralı sohbet sitesi olarak tasarlanan yerlichat sitesinde bunları anlatmaya çalıştık umarım bunda başarılı olmuşuzdur.