Toplumsal barış sohbet
Nadas tarım toplumunun fiziksel entelektüel takımınınsa zihinsel dinlenimidir. Toprak milyonlarca yıldır kaderine terk edilmiştir. Hiçbir şey verilememiş ama hep alınmıştır. Her yıl yeni ürün almak mümkün değil. Yış aşırı nadasa bırakmak lazım. Aksi halde bir koyup ancak üç belki de hiç alırsınız. Bir hanım kızımız müzik parçasında “bedenimi nadasa bıraktım.” Diyor. Bedeni nadasa bırakmak hiç olmazsa aklı nadasa bırakmaktan çok daha evladır deyip nadasa bırakılan bedenle ne yapılabileceğini düşünürken bir başka kızımız çıktı ve o da kuşu kalkmaz diyerek geldi gündeme. İşte ben de bu noktada kendi adıma değilse bile işiyle dişiyle ve kuşuyla bu denli haşır neşir yaşayan bir toplum adına bayağı alındım doğrusu. Oysa biz tarih boyunca kuşlarımızın üstüne kuş olmadığını düşünür bu kuşlar sayesinde bazı tarihçilere göre özellikle baltacı emmim gibi büyüklerimizin bir imparatoprluğun kaderini bile değiştirecek eylemlere özne olmuş bir millet olmakla övünürdük. Hatta çok daha kısa bir süre önce ab standartları tartışılırken bizim kuşlarımız yüzünden avrupa yeni standartlarla tanışmadı mı? Neredeyse adamlar ergeç bizide kabul etmek mecburiyetinde kalacakları birlik içerisinde kendileri için ürettikleri serçe kuşlarına giydirilecek boyuttaki kaputlarla bizim kartal kuşlarımızı örtmek gibi telafisi mümkün olmayacak bir yanılgıya düşeceklerdi. Allahıma bin kere şükür ki farkına varıldı da kaputlar bir beden büyütüldü. Geçen ay dünya DNA ları ve genler konuştu. Beş on gün ülkemizde de gen yedik gen içtik. Doktorlarımız profesörlerimiz bu gen haritaları ile ne harikalar yaratılabileceğini televizyon kanallarında ve gazetelerde izah ededursun, bir kısım insanımız da hemen birkaç yüz yıl yaşamak için neler yapılması gerektiğini araştırmaya bile başladılar. Bu arada bir ilim adamımız ülkemize de ölüm yaş ortalamasının resmi kayıtlara göre görünenin çok üstünde olduğunu zira çoğu insanımızın hastalandıklarında da hastahane önlerinde kuyruklar da çok zaman geçirdiklerini ilaçlarını alamadıklarını ve gerekli tıbbi müdahalelerin de zamanında yapılmadığını ve sağlık hizmetlerinin kalitesizliği sebebiyle bu ömürlerin kısaldığını anlattı. Hem de akıllı uslu. Tabii çocuk ölümlerinin de dünya ortalamalarının üzerinde olduğu bilinen başka bir gerçekti. Evet varsayalım ki iki milyar saniyelik yani 70 yıllık bir ömrünüz var. Bu ömrü nasıl kullandığımızın bilincinde miyiz acaba? Bu ömrü kendiniz aileniz çevreniz içinde bulunduğunuz toplumunuz ve memleketiniz için ne gibi faydalı eylemler gerçekleştirerek kullanmaktasınız ki? Ömrünüzün yarısını neyi neden yapmamanız gerektiğinin hesabıyla geçirmiyor musunuz? Misyon ve vizyon sahibi olunmadan geçirilen ve yaşanılan bir ömür ne denli önemlidir sizce? Bizleri memeliler grubunun da diğer üyelerinden ayıran en büyük özelliğimiz bilindiği gibi sosyal sermayenin en önemlisi olan aklımız ve onun çerçevesinin çizdiği eylemlerimiz kültürümüz ve kişiliğimizdir. Eğer toplum içerisinde saygın bir kişilik edinememiş üretemeyen başkalarının üretitklerini elinden alan çalan çırpan köşe dönücü ve üçkağıtçı kendi menfaatlerini diğerlerinin önünde tutan ve bunu gerçekleştirmek için kolayca öldürebilen öldürtebilenseniz üstüne üstlük: Nadasa bırakılan bedenler kalkmayan kuşlarla ne kadar uzun yaşadğınız çok mu önemli. Kalkmış bir de iki yüz sene yaşamanın formülleri ve tekniklerini araştırmaktasın. Şu günlerde Alman ve Fransızlar beynin haritasını çıkarmış durumdalar. Bundan böyle beynin hangi bölgesinde zeka oluşumunun gerçekleşti araştırılmakta. Belki de bu buluş esas bizim işimize yarayacaktır. Beynimizde ki yirmi üç milyar hücreden sekiz milyarının belden aşağısına taşıyarak geriye kalanla idare eden erkeklerimiz bundan böyle belki bu haritadan faydalanarak kuşlarına indirdikleri bu hücreleri nadasa bırakılan bedenlerde de ğil kendis ive toplumu yararına daha iyi kullanabilmek için nerede muhafaza etmesi gerektiğini öğrenecektir. Bu kadar edebiyat ve sanatsallık yeter…
Yerli chat ailesi olarak sizlere mutabakatı olan vede insanlarla tartışma ortamı hazırlayan bir sohbet sitesi olmak istemekteyiz.
